bulbulabilirsen50

Türkiye'de mimarlık

Türkiye'de mimarlık, Türkiye mimarisi veya Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin[1][2] toprakları üzerinde süregelen mimarlık sürecini inceler.
Türkiye’deki mimarlık uygulamaları belli dönemlerde yaygın olan mimari akımlardan, cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan belli sorunlardan ve çelişkilerden etkilenerek veya onlara tepki olarak oluşmuştur. Bu çelişkilerden başta geleni özellikle cumhuriyetin ilk dönemlerinde gündeme gelen Doğu-Batı ikilemidir. Buna ek olarak ulusal-evrensel, geleneksel-modern veya dindarlık-laiklik gibi ikilemler ve farklı siyasi görüşler de mimarlık uygulamalarının seyrini etkilemiştir.[3] Bu dönemlerin birbirinden kesin olarak ayrılması pek mümkün değildir. Bazı akımlar diğerleri ile içiçe belirli bir zaman dilimine kadar varlığını sürdümüşler; bir dönemin veya ekolün temsilcisi olarak nitelendirilen bazı Türk mimarlar, kariyerlerinin ilerki dönemlerinde daha farklı stillerde de eserler tasarlamışlardır.
Türkiye'nin kurulduğu ilk yıllarda yaygın ve etkili olan bir sivil toplum örgütlenmesi ve devlet alanı dışında mimariye destek verecek özerk bir burjuvazi yoktu.[4] Bundan dolayı Osmanlı İmparatorluğu döneminde elitist içeriğe sahip olup, sadece saraya bağlı olan mimarlar; yeni dönem de aynı üslupla devlet yönetimine bağlı kaldılar.[5] Bu durum 1950’lerden itibaren değişmeye başladıysa da özel sektörün gelişmesi ve mimarlık alanına yön verip, hâkim olmaya başlaması çok daha sonraları gerçekleşti.[6]
Türkiye'deki mimarlık, ilk dönemlerinde Osmanlı mimarisinden oldukça etkilendi. Özellikle 1920'li yıllara hakim olan Birinci Ulusal Mimarlık Akımında bu etkileri gözlemlemek mümkündür. 1930'lu ve 1940'lı yıllarda yabancı kökenli (ağırlıklı olarak Almanya, Avusturya ve İsviçre'den) mimarların Türkiye'ye çağrıldığı ve onlara farklı amaçlar için ağırlıklı olarak kamu yapıları inşa ettirildiği gözlemlenmektedir. II. Dünya Savaşı ve sonrası, yani Türkiye'nin dış dünyadan izole olduğu 1940'lı yıllarda başlayıp 1950'lere kadar süren dönemde İkinci Ulusal Mimari Akımı etkili oldu. Bu dönemin sona ermesi ile Türkiye’de tek parti iktidarının sona ermesi birbiri ile paralel dönemlerdir.[7] Türkiye’de mimarlık uygulamaları, yurt dışında gelişen modern ve postmodern mimarlık akımlarından etkilenmişse de özellikle 1970’li yıllara kadar ağırlıklı olarak yerli ve ülkeye özgü bir mimarlık kültüründen söz etmek mümkündür. İlk dönemlerinde müteahhitlerin ve devletin etkisinin olduğu Türkiye’de mimarlık sürecinde, 1980’lerden itibaren özel sektörün ağırlığı arttı.
Türkiye’de yapılar tasarlama ve uygulama fırsatı bulan mimarlar “kültürel kimlik” ve “kent kimliği” sorularına farklı bağlamlarda ve farklı zamanlarda cevaplar aramışlarsa da; Türkiye’de mimarlık incelenirken dikkate alınması gereken en önemli hususlardan biri de bu süreç ile paralel gelişen ve tüm kentlerin görünür kimliğini etkileyen başka bir yapı pratiğinin, yani gecekondulaşma ve çarpık kentleşmenin şehirlere hâkim olmasıdır.

Bugün 78 ziyaretçi (122 klik) kişi burdaydı!
Tüm Haklarımız Saklıdır.

Online Sayaç Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol